SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kurumsal Eğitim

İduna Akademi - Kurumsal Eğitim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kurumsal Eğitim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kurumsal Eğitimde Ezber Bozan İduna Akademi ile Tanışın Haber

Kurumsal Eğitimde Ezber Bozan İduna Akademi ile Tanışın

Dijitalleşen dünyada sadece teknoloji değil, insan kaynağı da hızla dönüşüyor. Kurumların ayakta kalma ve rekabet gücünü artırma yolu artık sadece üretimden ya da pazarlamadan değil, öğrenen organizasyon olmaktan geçiyor. İşte bu noktada, “doğru eğitim” ile “doğru kurum” buluşursa değişim yalnızca mümkün değil, kaçınılmaz olur. Peki neden bu değişimin adresi İduna Akademi olmalı? Kurumunuza Özel Tasarlanmış Eğitimler Her kurumun DNA’sı farklıdır. Bu nedenle İduna Akademi’de eğitimin ilk adımı “hangi eğitimi alacağız?” değil, “neye ihtiyacımız var?” sorusudur. İhtiyaç analizleri Kurum kültürü ve hedef odaklı içerik tasarımı Departman bazlı modüler yapı İduna, hazır paketler yerine kurumunuzun gerçek ihtiyacına göre eğitim tasarlar. Çünkü bizce etkili bir eğitim, hazır sunulan bilgilerle değil, kuruma özel çözümlerle mümkündür. Uygulamalı ve Etkileşimli Eğitim Süreci Teorik bilgi önemlidir ama davranışa dönüşmeyen bilgi, sahada etkisiz kalır. İduna Akademi’nin eğitim süreci ezberden değil; deneyimden, katılımdan ve pratikten beslenir. Gerçek vakalar ve simülasyonlar Dijital platform destekli hibrit öğrenme Grup çalışmaları ve bireysel koçluklar Tüm süreçte eğitimi alan çalışan değil, öğrenen bir aktör olur. Ölçülebilir Başarı ve Kalıcı Etki İduna Akademi’de “bitti” denilen yerde aslında asıl değer başlar. Eğitim süreci boyunca; Performans değerlendirme araçları Ön test / son test uygulamaları Eğitim sonrası davranış takibi ile kurumunuza somut geri dönüşler sunarız. Bu sayede eğitim yatırımı, sadece “gelişim” değil, aynı zamanda ölçülebilir bir verimlilik artışı getirir. Eğitimden Mezun Değil, Gelişimden Mezun Olursunuz İduna Akademi, eğitimi bir proje olarak görmez. Eğitim bittiğinde iletişim kesilmez, aksine; Mentorluk ve danışmanlık hizmetleri Network buluşmaları ve sektörel paneller Sertifikasyon sonrası gelişim yolculuğu ile kurumunuzu desteklemeye devam eder. Sürdürülebilir Öğrenme Kültürü İduna Akademi'nin asıl hedefi; sadece bugünü değil, yarını da düşünen kurumlar yaratmak. Bu nedenle sunduğumuz her eğitim, kurumunuzda sürdürülebilir bir öğrenme kültürü inşa etmeyi amaçlar. Sonuç Olarak… İduna Akademi, sadece bir eğitim sağlayıcısı değil; kurumunuzu geleceğe taşıyan bir gelişim ortağıdır. Eğer siz de değişimi yönetmek değil, değişimi başlatmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz. İlk adımı birlikte atalım. Eğitimle değişen kurumlar arasında yerinizi alın.

İduna Akademi’de Öğrenme, Ezber Bozmakla Başlar Haber

İduna Akademi’de Öğrenme, Ezber Bozmakla Başlar

Bir eğitime kaydolduğunuzda aklınızdan geçen ilk sorulardan biri şudur: "Peki, şimdi ne olacak?" İduna Akademi olarak biz bu soruyu çok iyi tanıyoruz. Çünkü bizce eğitim, sadece bilgi aktarımı değil; bir dönüşüm sürecidir. Bu süreci sağlam temellere oturtmak için her adımı titizlikle planlıyor, size özel bir öğrenme deneyimi tasarlıyoruz. Klasik Anlatımlar Yerini Etkileşimli Deneyime Bırakıyor Artık sadece slaytlarla geçen eğitim günleri geride kaldı. Eğitimlerimizde bilgi sadece aktarılmaz, birlikte üretilir. Tartışma odaklı oturumlarla fikirlerinizi paylaşır, diğer katılımcılardan öğrenirsiniz. Gerçek vakalar, simülasyonlar ve rol yapma teknikleri ile bilgiyi sahaya taşırız. Dijital Destek Her Adımda Yanınızda İster yüz yüze, ister çevrim içi olsun, eğitim sürecinizi teknolojiyle güçlendiriyoruz: - Kişisel kullanıcı paneliniz üzerinden içeriklere 7/24 erişim - Video ders arşivi, interaktif testler, okuma önerileri - Eğitim takvimi, hatırlatmalar ve bireysel ilerleme takip araçları Uygulamalı ve Koçluk Destekli Eğitim Modeli Bilgiyi sadece öğrenmek değil, hayata geçirmek önemli. Bu yüzden: - Eğitim içeriğini pratiğe dökecek atölyeler, vaka çalışmaları ve görevler tasarlıyoruz. - Birebir mentorluk/koçluk görüşmeleri ile bireysel gelişim takibi yapıyoruz. - Geribildirim kültürüyle gelişiminizi sürekli destekliyoruz. Sınıf Dışı Ama Öğrenme İçinde Olan Etkinlikler İduna Akademi’de öğrenme sadece sınıfla sınırlı kalmaz: - Webinarlar, canlı söyleşiler ve uzman konuklarla bilgiye farklı pencerelerden bakarsınız. - Network buluşmaları ile benzer hedefleri olan kişilerle bağlantı kurarsınız. - Mikro görevler ve okuma listeleri ile günlük yaşamınızda da öğrenmeye devam edersiniz. Sonuç Olarak: İduna Akademi’de eğitim, ezberletmez; düşündürür. Sıradanlaştırmaz; keşfetmeye çağırır. Size sadece bir içerik değil, bir deneyim sunar. Öğrenmenin tek bir yolu yoktur, ama doğru yöntemle herkes öğrenebilir. Sen yeter ki başla, biz süreci sana göre şekillendirelim.

42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı ve Teması Belirlendi Haber

42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı ve Teması Belirlendi

Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, onur yazarı olarak Murathan Mungan'ı ağırlarken edebiyatın tüm renklerini “Edebiyatın Her Hali” temasıyla kutlamaya hazırlanıyor. 13-21 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek fuarda, kitapseverleri zengin etkinlikler bekliyor. İSTANBUL (İGFA) - Türkiye'nin en büyük edebiyat etkinliklerinden biri olan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 42. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Tüyap Fuarcılık Grubu ve Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle gerçekleşecek olan fuar, bu yıl 13-21 Aralık 2025 tarihleri arasında kitapseverlerle buluşacak. Etkinliğin merkezinde ise edebiyatımızın özgün ve çok yönlü kalemi Murathan Mungan bulunuyor. Onur yazarı Murathan Mungan  Tüyap Kültür Fuarları Danışma Kurulu tarafından 42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'nın “Onur Yazarı” olarak seçilen Murathan Mungan, şiirden tiyatroya, hikâyeden romana uzanan eserleriyle edebiyatımıza derin izler bırakmış bir isim. Fuar kapsamında, Mungan'ın edebiyat serüveni çeşitli söyleşiler, paneller ve özel etkinliklerle ele alınacak. Ayrıca, yazarın hayatı ve eserlerinden oluşan özel bir anı kitabı da okurlarla buluşacak. Tema: “Edebiyatın Her Hali” Bu yılki fuarın teması ise “Edebiyatın Her Hali” olarak belirlendi. Edebiyatın farklı türleri, yaratıcı ifade biçimleri ve anlatı gelenekleri, fuar boyunca düzenlenecek etkinliklerle kapsamlı şekilde tartışılacak. Kitapseverler, yazarlar ve yayın sektörü profesyonelleri, bu tema altında gerçekleşecek paneller, imza günleri ve söyleşilerle edebiyatın geniş dünyasını keşfetme imkânı bulacak. Fuara giriş ve etkinlik detayları 42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'na giriş, öğrenci, öğretmen, çocuk, emekli ve engelliler için ücretsiz olacak. Ziyaretçiler, hafta içi 10.00-19.00, hafta sonu ise 10.00-20.00 saatleri arasında fuarı ziyaret edebilecekler. Etkinlik, son günü olan 21 Aralık 2025 Pazar günü saat 19.00'da sona erecek. Fuardaki etkinliklerin detaylı programı, imza günleri ve daha fazlası için www.istanbulkitapfuari.com adresinden bilgi alınabilecek.

Kitap Yazma Sanatı: Adım Adım Rehber Haber

Kitap Yazma Sanatı: Adım Adım Rehber

Kitap yazmak, sadece kelimeleri bir araya getirmekten öte, bir düşünceyi, bir hissi ya da bir hikayeyi dünyayla paylaşmanın en etkili yollarından biridir. Bu süreç, ilham verici olduğu kadar, disiplin ve kararlılık gerektiren bir yolculuktur. İşte bu yolculukta size rehberlik edecek adımlar: 1. Fikir Geliştirme Her şey bir fikirle başlar. Yazmak istediğiniz konuyu belirlerken, sizi en çok heyecanlandıran ve tutkuyla bağlı olduğunuz bir tema seçin. Bu fikir, okuyucularınızın ilgisini çekmeli ve onlara yeni bir perspektif sunmalıdır. Fikrinizi geliştirirken kendinize şu soruları sorun: Kitabınızın ana teması ne olacak?Hedef kitleniz kimler?Bu konuyu benzersiz kılan ne?2. Araştırma ve Planlama Fikriniz belirlendikten sonra kapsamlı bir araştırma sürecine girin. Roman yazıyorsanız, karakterlerinizin arka planını ve hikayenin geçtiği mekanları derinlemesine inceleyin. Bilgi kitabı yazıyorsanız, güvenilir kaynaklardan topladığınız verilerle çalışın. Planlama aşamasında kitabınızın ana hatlarını belirlemek için bir taslak oluşturun. Bu taslak, yazım sürecinde size yol gösterecek ve yapısal bir çerçeve sunacaktır. 3. Karakter Geliştirme (Romanlar İçin) Roman karakterleri, hikayenin bel kemiğidir. Karakterlerinizi detaylı bir şekilde oluşturun; geçmişleri, kişilik özellikleri, motivasyonları ve hedefleri hakkında bilgi sahibi olun. Karakterlerinizi ne kadar derinlemesine tanırsanız, okuyucularınız da onlarla o kadar kolay bağ kurar. Her karakterin kendine özgü bir sesi ve hikayesi olmalıdır. 4. Yazma Disiplini Kitap yazma süreci, düzenli bir yazma alışkanlığı gerektirir. Kendinize bir yazma programı oluşturun ve bu programa sadık kalın. Günlük belirli bir yazma süresi belirleyerek, fikirlerinizi sürekli olarak geliştirin. Yazarken mükemmel olmaya çalışmayın; önemli olan, düşüncelerinizi kağıda dökmektir. İlk taslak, her zaman düzeltmeler ve iyileştirmeler için bir başlangıç noktasıdır. 5. İlk Taslağı Tamamlama İlk taslak, kitabınızın temel yapısını oluşturur. Bu aşamada, fikirlerinizi serbestçe ve akıcı bir şekilde yazın. Dilbilgisi ve stil hatalarına çok fazla takılmadan, hikayenizin veya bilginizin ana hatlarını ortaya koyun. İlk taslak tamamlandığında, kitabın genel yapısını ve akışını gözden geçirebilir, gerekli düzeltmeleri yapabilirsiniz. 6. Revizyon ve Düzenleme İlk taslağınızı tamamladıktan sonra kitabınızı dikkatlice gözden geçirin. Dilbilgisi, yazım hataları ve anlatım bozukluklarını düzeltin. Ayrıca, kitabın akıcılığını ve mantığını kontrol edin. Bu aşamada, bir editörden veya güvendiğiniz bir okuyucudan geri bildirim almak faydalı olabilir. Geri bildirimler, kitabınızı daha profesyonel ve okunabilir hale getirecek düzenlemeler yapmanıza yardımcı olacaktır. 7. Yayımlama ve Pazarlama Kitabınızı tamamladıktan sonra yayımlama sürecine geçin. Geleneksel yayıncılık, kendi kendine yayıncılık veya dijital yayıncılık gibi seçenekler arasından en uygun olanını seçin. Kitabınızı tanıtmak için etkili bir pazarlama stratejisi oluşturun. Sosyal medya, bloglar, kitap incelemeleri ve okur etkinlikleri gibi araçları kullanarak kitabınızı geniş bir kitleye ulaştırın. Kitap yazmak, sabır, disiplin ve tutku gerektiren bir süreçtir. Ancak, bu yolculuğun sonunda ortaya çıkan eser, hem sizin hem de okuyucularınız için büyük bir ödül olacaktır. Bu adımları takip ederek hayalinizdeki kitabı gerçeğe dönüştürebilirsiniz. Unutmayın, her büyük yazar bir yerden başlamıştır ve sizin de hikayenizi paylaşma zamanınız geldi.

Tezgâhın Ardındaki Hayatlar Haber

Tezgâhın Ardındaki Hayatlar

Günlük hayatın karmaşasında sıkça gözden kaçırılan bir gerçek vardır: Tezgâhın ardında duran insanlar. Bir manavda, bir pazar tezgâhında, bir kafede ya da bir kitapçıda, şöylece gülümseyerek sizi karşılayan insanların hikâyelerini düşünür müsünüz? Onlar, hayata dair çeşitli umutlar, hayal kırıklıkları ve savaşlarla dolu birer dünyayı sırtlarında taşırken tezgâhın ardında sessizce dururlar. İnsanların tezgâhın ardında kalma sebepleri o kadar çeşitlidir ki… Bir öğrenci harçlığını çıkarmak için sabah erkenden kalkıp kahve döker, pazarda tezgâh açan biri, gece daha gündüz olmadan kalkar her gün, bir anne çocuklarını okutmak için manav tezgâhında sebzeleri tartar ya da bir göçmen, dilini bilmediği bir ülkede yeni bir hayatın ilk adımlarını tezgâhın ardında atar. Peki biz, ödememizi yaparken ya da siparişimizi beklerken onları gerçekten görüyor muyuz? Bir zamanlar, mahallenin köşesindeki bakkal amcanın hikâyesini öğrenmiştim. Gençliğinde çiftçilik yaparken yağmur yıllarca toprağına uğramamış, borçları artmış ve şehrin kalabalığına sığınmış. Akşamüzeri ekmek almak için girdiğim o bakkalda, kasaya her dokunduğunda o çatlamış ellerde mücadelenin hikâyesini görürdüm. Bazen de tezgâhın ardındakiler sırf görünmez olmak isterler. Bir şeyler satarken aslında kendi yüklerinden kaçıyor olabilirler. Kitapçıdaki kasiyer, sessizliği seven bir şairdir belki. Gün boyu raflara dokunan insanları izlerken yazılarında hayatı yeniden yoğurur. Ya da manavdaki o çalışkan delikanlı, şartların onu nerelere savurduğunu düşünüyordur. Fakat biz, tezgâhın ardından bize uzanan ellerin ardındaki dünyayı genellikle görmeyiz. Onlar, hayatımızı kolaylaştıran sessiz kahramanlarımızdır. Şöyle bir durup onları görmeye çalışan bir bakış, belki bir gülümseme ya da samimi bir teşekkür, o hikâyeler arasında bir köprü kurabilir. Tezgâhın ardındaki hayatlar, aslında bizim hayatımızın önemli bir parçasıdır. Onlar olmadan bu kadar düzenli ve kolay bir hayatı sürdürebilir miydik? Belki bir gün, tezgâhın ardında durarak yaşadıkları dünyaya tanık olma fırsatı buluruz. O zamana kadar, her karşılaştığımız insanın arkasındaki hikâyeyi fark etmeye çaba göstermek yeterli olabilir. Pazarda, caddede, dar sokaklarda, üç tekerlekli bir arabanın üzerinde bağıran bir insanın hikâyesini anlamak zor olmamalı bu dünyada.

Tüketici Davranışları Nereye Gidiyor? Haber

Tüketici Davranışları Nereye Gidiyor?

Pazarlama dünyası hızla değişiyor. Eskiden “iyi bir ürün her şekilde satılır” anlayışı hâkimdi, şimdi ise tüketicinin ne düşündüğünü ne hissettiğini ve nasıl hareket ettiğini anlamayan hiçbir marka ayakta kalamıyor. Eskiden geleneksel reklamlar işe yarıyordu ama şimdi insanlar görmek istediklerini seçme özgürlüğüne sahip. Sosyal medyada ilgisini çekmeyen bir reklamı saniyeler içinde atlayabiliyor, sevmediği markayı takip etmeyebiliyor, hatta o markaya dair kötü bir deneyimini paylaşarak binlerce kişiyi etkileyebiliyor. Artık tüketiciler sadece ürün almak istemiyor. Bir hikâyenin parçası olmak, kendini değerli hissetmek, bir topluluğa ait olmak istiyor. Bu yüzden markalar eskisinden çok daha fazla duygulara hitap etmek zorundadır. Satış yapmak için sadece indirim ya da kampanya duyurusu yapmak yeterli değil. İnsanların değerleriyle uyumlu bir marka kimliği oluşturmak, onlarla samimi bir bağ kurmak gerekiyor. Teknoloji de pazarlamayı bambaşka bir yere taşıdı. Yapay zekâ sayesinde kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri, sesli aramalarla yapılan satın alımlar ve hatta sanal influencerlar hayatımızın bir parçası haline geldi. İnsanlar artık bir ürünü almadan önce yüzlerce yorumu okuyor, YouTube’da inceleme videolarını izliyor, gerçek kullanıcı deneyimlerine göre karar veriyor. Bunun yanında, sürdürülebilirlik pazarlamanın en önemli unsurlarından biri haline geldi. Tüketiciler artık sadece kaliteli ve uygun fiyatlı ürünlere değil, aynı zamanda çevre dostu ve etik değerlere sahip markalara yöneliyor. Doğaya zarar vermeyen üretim süreçleri, geri dönüştürülebilir ambalajlar, karbon ayak izini azaltma çabaları gibi unsurlar tüketicinin tercihlerini belirliyor. Son olarak, markalar artık sadece ürün satmaya değil, deneyim satmaya odaklanıyor. Fiziksel mağazalar bile sadece bir satış noktası olmaktan çıkıp bir deneyim alanına dönüşüyor. İnsanlar bir kafeye gidip kahve içmekten çok orada geçirdiği vakti sosyal medyada paylaşmak, kendini özel hissetmek istiyor. İşte bu yüzden markalar, tüketicilerine unutulmaz anlar yaşatmayı hedefliyor. Gelecek, insanı merkeze alan, teknolojiyle desteklenen ve duygulara hitap eden bir pazarlama anlayışına doğru ilerliyor. Değişime ayak uyduramayan markaların ise bir süre sonra unutulması kaçınılmaz görünüyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.